Ana içeriğe atla

Ticaretin Yeni Rotası: Çin’in Avrupa Hamlesi ve Türkiye İçin Kritik Uyarılar


ABD Başkanı Trump’ın açıkladığı yüksek tarifeler, küresel ticarette yeni bir döneme girildiğini açıkça gösteriyor. Stratejik bir araç haline gelen gümrük vergileri, Çin’i köşeye sıkıştırırken Avrupa başta olmak üzere birçok pazarı yeniden şekillendirmeye başladı. Bu yazıda Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’yı kaybetme riski var mı yok mu buna bakacağız.

Çin Neden Avrupa’ya Yöneliyor?

ABD’nin Çin'e karşı uyguladığı %10’dan %145'e varan yüksek tarifeler, Çin'in bu tarifelere sertçe yanıt vermesi küresel piyasaları epey karıştırdı. ABD'nin en büyük tedarikçilerinden olan Çinli üreticiler yeni pazar arayışına gitti haliyle. Üretim fazlasını ihraç etmek zorunda olan Çin, rotasını yakın çevresine ve Avrupa’ya çevirdi. Ancak İngiltere özelinde AB ülkeleri, Çin’in bu hamlesine çok sıcak bakmıyor. Shein ve Temu gibi e-ticaret devlerine karşı uygulanan düzenleyici önlemler de bu tepkinin bir göstergesi. Çin, ticari ilişkilerde siyasi kararlar alınmaması gerektiğini savunsa da Avrupa pazarına girme ihtimali Türkiye için ciddi bir sorun olacağa benziyor.

Peki Türkiye Ne Yapmalı?

Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa, bu dönemde Çin için de kilit önemde. Çin’in düşük maliyetli ve yüksek hacimli üretim kapasitesi, Avrupa’daki birçok sektör için cazip bir alternatif oluştururken Türkiye’nin bu pazardaki avantajlarını tehlikeye atıyor. Ayrıca Türkiye'deki üreticiler Türkiye'de üretmeye devam edeyim nasıl olsa satarım gerçeğinin değiştiğini görebilmeli. Hedef pazarlara yakın yerlerde üretim yapmaya ve katma değeri yüksek ürünlere yönelik yatırımlara öncelik vermeliler.  

Türkiye'nin güçlü yönleri:

  • Sektörel Avantaj: Halı, kuyumculuk, seramik ve mobilya gibi sektörlerde Türkiye, Avrupa ve ABD karşısında karşılaştırmalı üstünlüğe sahip. 

  • Lojistik Üstünlük: Türkiye, Çin'e kıyasla Avrupa'ya çok daha yakın ve bu durum tedarik süreleri ve maliyetleri açısından avantaj sağlıyor.

  • Gümrük Birliği İlişkisi: Her ne kadar sorunlu olsa da, Gümrük Birliği Türkiye’ye Avrupa pazarında özel bir konum sağlıyor.

AB Pazarı İçin Atılması Gereken Adımlar

  1. Yeni Nesil Üretim Modeli: AB standartlarına uygun, yüksek katma değerli ve lojistik avantaj sağlayan üretim modelleri geliştirilmeli.

  2. Sanayi Kapasitesi: Sanayi üretim endeksleri izlenerek stratejik sektörlerde üretim artırılmalı.

  3. Tedarik Zinciri Yeniden Yapılanmalı: Avrupa’ya yakınlık avantaja dönüştürülmeli, yerinde üretim ve hızlı teslim öncelik haline gelmeli.

  4. Karbon Piyasaları ve İklim Politikaları: Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) gibi uygulamalarda Türkiye hızla adaptasyon sağlamalı, bu sistemler ihracatı engelleyen değil kolaylaştıran unsurlar haline getirilmeli.

  5. AB ile Entegre Politikalar: Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve sektörel anlaşmalar için aktif diplomasi yürütülmeli.

Türkiye-AB Gümrük Birliği: Güncelleme İhtiyacı ve İhracata Yansıyan Zararları

1996 yılında kurulan Türkiye-AB Gümrük Birliği, değişen ticaret dinamikleri karşısında güncelliğini yitirmiş durumda. Gümrük Birliği, Türkiye’ye Avrupa pazarına ayrıcalıklı erişim sağlıyor; ancak mevcut haliyle ciddi dezavantajlar yaratıyor.

Neden güncellenmeli?

  • AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı STA’lara Türkiye otomatik olarak dahil olamıyor. Bu durum, hem ihracat kaybına hem de Türkiye iç pazarının rekabetçi baskı altında kalmasına neden oluyor.

  • Hizmetler, tarım ve kamu alımları gibi stratejik sektörler Gümrük Birliği kapsamında değil.

  • Taşıma kotaları ve vize sorunu ihracatçılar için ek yük oluşturuyor.

İhracata etkisi ne?
  • Türkiye Avrupa’ya ihracatta zemin kaybederken, Avrupa pazarı Türkiye’ye gelen rakip ülke ürünlerine açık kalıyor.

  • Çin gibi güçlü üretici ülkeler AB ile yakınlaşırken, Türkiye'nin avantajları zayıflıyor.

ABD Piyasası Bir Alternatif Olabilir mi?

Trump dönemindeki korumacı ekonomi politikalarına rağmen ABD hâlâ büyük ve cazip bir pazar. Ancak aşağıdaki sorulara cevap bulabilirsek ABD pazarına girebilme şansımız olur:

  • Türkiye’nin üretim yapısı ABD piyasasına uygun mu?

  • Lojistik ve depolama altyapımız bu pazarda sürdürülebilir bir ihracat yapısına izin veriyor mu?

  • ABD'deki eyalet bazlı teşvik politikaları ve hedef sektörler yakından takip edilip rekabet avantajına dönüştürülebilir mi?


Sonuç

Küresel ticaretin dengesi yeniden kuruluyor. ABD’nin korumacı politikaları ve Çin’in Avrupa’ya yönelmesi Türkiye için hem tehdit hem fırsat sunuyor. Türkiye, hem ABD hem AB pazarlarında etkinliğini korumak ve artırmak istiyorsa, üretimden lojistiğe, gümrük reformlarından karbon düzenlemelerine kadar çok boyutlu ve hızlı bir dönüşüm planını hayata geçirmeli.

Aksi halde sadece ihracat pazarları değil, uzun vadede rekabet gücü de elden gidebilir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aradan Geçen 3 Yılda Neler Yaşadım?

Merhabalar herkese, Uzun bir aradan sonra yeniden sizlerleyim. Burada olmayı özledim mi bilmiyorum ancak konuşmaktan çok yazmayı sevdiğimi fark ettim. Bildiğiniz üzere bir Youtube kanalı açtım. Gecikmiş bir karardı aslında daha öncesinde açmalıydım. Sonunda açıp ilk yayınlarımı da paylaştım. Ama itiraf etmeliyim ki şu an bu satırları yazarken aldığım keyif çok başka.  Kaynak: Resim, içeriğe uygun olarak ChatGPT tarafından üretildi.  En son 2022 yılının Haziran ayında burada paylaşım yapmışım. Neredeyse 3 yıl sonra bir anda bu blog sayfamın linkini görüp tıkladım ve hiç düşünmeden bu satırları yazmaya başladım. Bu süreçte aile şirketinde çalıştım. Özel sektör olduğu için miydi, Merter'in kalabalığı mıydı yoksa tekstil sektöründe olmamam gerektiği miydi bilmiyorum ama bu işin bana göre olmadığına kesin karar verip ayrıldım. O süreçte Kadir Has Üniversitesi'nde Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma bölümünde ikinci yüksek lisansıma başladım. Tezimi de yazdım hatta bir kez savunmaya d...

Cari İşlemler Hesabı Açıklandı!

Peki Cari İşlemler Hesabı ile Dış Ticaret Açığı Arasındaki Fark Nedir? Şubat 2025'te Türkiye ekonomisine dair TCMB tarafından açıklanan ödemeler dengesi verileri üzerine dış ticaret ve cari işlemler dengesi arasındaki farkı açıklamak istedim. Türkiye'nin cari işlemler hesabı bu dönemde 4.4 milyar ABD doları açık verirken, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı ise 5.7 milyar ABD doları olarak kaydedildi.  Ödemeler Dengesi İstatistikleri, Şubat 2025 Peki bu iki önemli kavram arasında nasıl bir fark var? 📌 Cari İşlemler Hesabı Neleri Kapsar? Cari işlemler hesabı, bir ülkenin dış dünya ile yaptığı ekonomik işlemlerin en önemli kalemlerinden biridir. Dört temel unsurdan oluşur: Mal Ticareti (ihracat ve ithalat) Hizmetler Dengesi (turizm, taşımacılık, sigorta vb.) Birincil Gelir Dengesi (yatırım gelirleri, işçi dövizleri, kâr transferleri) İkincil Gelir Dengesi (hibe, bağış, yardım ve transferler) Bu dört kalemden elde edilen gelir ve gider farkları toplamı,...

2024: Türkiye ve Dünya Enerji Sektörüne Genel Bakış

2024 yılı hem fosil hem de yenilenebilir enerji kaynaklarının yılı oldu.  Türkiye’de Hem Fosil Hem de Yenilenebilir Kaynak Üretimi Hızla Yükseliyor! Türkiye, enerji üretiminde yalnızca yenilenebilirde değil, hidrokarbonlarda da yatırımlara hız verdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Şırnak Gabar'da günlük petrol üretiminin 61 bin varile çıktığını açıkladı. Karadeniz’deki Sakarya Gaz Sahası’ndan da günlük doğalgaz üretimi devam ediyor.  Bakü'de düzenlenen COP29’da ise Türkiye, açıkladığı enerji dönüşüm hedeflerine göre; - 2035 yılına kadar güneş ve rüzgâr enerjisinde kurulu gücünü 120 bin megavata (mevcut durum 30 bin MW) çıkarma, - Bu kurulum için 80 milyar dolar yatırım yapma,  - Enerji verimliliğinin artırılarak 2030’a kadar yüzde 16 oranında tasarruf sağlama. Öte yandan bakanlık tarafından açıklanan Yenilenebilir Enerji 2035 Yol Haritası doğrultusunda, enerji yatırım süreçlerinde bürokratik engellerin azalacağı (izin süreçlerinin 48 aydan 24 a...