Ana içeriğe atla

Bağımsız Bir Merkez Bankası'nın Kısa Hikayesi

“1928 yılında Türkiye'ye davet edilen Hollanda Merkez Bankası İdare Meclisi Üyesi Dr. G. Vissering, hazırladığı raporda hükûmete bağlı olmayan ve bağımsız bir merkez bankasının gerekliliğine dikkat çekerken; 1929 yılında İtalyan Uzman Kont Volpi, Türk parasının istikrarının sağlanması için bir merkez bankası kurulmasının şart olduğunu belirtmiştir.”[1] 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) sitesinin tarihçe kısmında yer alan bu bilgi dahilinde Banka’nın kurulma hikayesi bu şekilde başlamış oluyor. Sonrasında mecliste kabul edilen tasarı ile 30 Haziran 1930 tarihinde TCMB’nin kuruluşu Resmi Gazete ile tescilleniyor.

Başkanlık makamına ilk olarak getirilen Naim Talu’dan sonra sırası ile TCMB Başkanlığı yapanlara bakalım[2]

  • Selahattin Çam (1931-1938)
  • A. Kemal Zaim Sunel (1938-1949)
  • Mehmet Sadi Bekter (1949-1950)
  • Osman Nuri Göver (1951-1953)
  • Mustafa Nail Gidel (1953-1960)
  • Memduh Aytür (1960)
  • İbrahim Münir Mostar (1960-1962)
  • Ziyaettin Kayla (1963-1966)
  • M. Naim Talu (1967-1971)
  • Memduh Güpgüpoğlu (1972-1975)
  • Cafer Tayyar Sadıklar (1976-1978)
  • İ. Hakkı Aydınoğlu (1979-1981)
  • Osman Şıklar (1981-1984)
  • Yavuz Canevi (1984-1986)
  • Dr. Rüşdü Saracoğlu (1987-1993)
  • Dr. N. Bülent Gültekin (1993-1994)
  • Ş. Yaman Törüner (1994-1995)
  • Gazi Erçel (1996-2001)
  • N. Süreyya Serdengeçti (2001-2006)
  • Durmuş Yılmaz (2006-2011)
  • Doç. Dr. Erdem Başçı (2011-2016)
  • Murat Çetinkaya (2016-2019)
  • Murat Uysal (2019-...)
Bu isimlerden Murat Çetinkaya, cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 6 Temmuz 2019 tarihinde görevden alındı!

Ülkenin bugünlerden çok daha sıkıntılı ekonomik dönemlerden geçmesine ya da çok daha kötü performansa sahip Merkez Bankası başkanlarına rağmen bu tarz bir görevden alınma yaşanmadı. Ne çok ilk yaşadık değil mi? Bunu da yaşamadık demeyiz artık.

Birçok ilke şahitlik ettiğimiz gibi yaşananın orta ve uzun vadede sebep olacağı ekonomik sorunlara da hep birlikte şahitlik edeceğiz. Bekleyip görelim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aradan Geçen 3 Yılda Neler Yaşadım?

Merhabalar herkese, Uzun bir aradan sonra yeniden sizlerleyim. Burada olmayı özledim mi bilmiyorum ancak konuşmaktan çok yazmayı sevdiğimi fark ettim. Bildiğiniz üzere bir Youtube kanalı açtım. Gecikmiş bir karardı aslında daha öncesinde açmalıydım. Sonunda açıp ilk yayınlarımı da paylaştım. Ama itiraf etmeliyim ki şu an bu satırları yazarken aldığım keyif çok başka.  Kaynak: Resim, içeriğe uygun olarak ChatGPT tarafından üretildi.  En son 2022 yılının Haziran ayında burada paylaşım yapmışım. Neredeyse 3 yıl sonra bir anda bu blog sayfamın linkini görüp tıkladım ve hiç düşünmeden bu satırları yazmaya başladım. Bu süreçte aile şirketinde çalıştım. Özel sektör olduğu için miydi, Merter'in kalabalığı mıydı yoksa tekstil sektöründe olmamam gerektiği miydi bilmiyorum ama bu işin bana göre olmadığına kesin karar verip ayrıldım. O süreçte Kadir Has Üniversitesi'nde Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma bölümünde ikinci yüksek lisansıma başladım. Tezimi de yazdım hatta bir kez savunmaya d...

2024: Türkiye ve Dünya Enerji Sektörüne Genel Bakış

2024 yılı hem fosil hem de yenilenebilir enerji kaynaklarının yılı oldu.  Türkiye’de Hem Fosil Hem de Yenilenebilir Kaynak Üretimi Hızla Yükseliyor! Türkiye, enerji üretiminde yalnızca yenilenebilirde değil, hidrokarbonlarda da yatırımlara hız verdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Şırnak Gabar'da günlük petrol üretiminin 61 bin varile çıktığını açıkladı. Karadeniz’deki Sakarya Gaz Sahası’ndan da günlük doğalgaz üretimi devam ediyor.  Bakü'de düzenlenen COP29’da ise Türkiye, açıkladığı enerji dönüşüm hedeflerine göre; - 2035 yılına kadar güneş ve rüzgâr enerjisinde kurulu gücünü 120 bin megavata (mevcut durum 30 bin MW) çıkarma, - Bu kurulum için 80 milyar dolar yatırım yapma,  - Enerji verimliliğinin artırılarak 2030’a kadar yüzde 16 oranında tasarruf sağlama. Öte yandan bakanlık tarafından açıklanan Yenilenebilir Enerji 2035 Yol Haritası doğrultusunda, enerji yatırım süreçlerinde bürokratik engellerin azalacağı (izin süreçlerinin 48 aydan 24 a...

Cari İşlemler Hesabı Açıklandı!

Peki Cari İşlemler Hesabı ile Dış Ticaret Açığı Arasındaki Fark Nedir? Şubat 2025'te Türkiye ekonomisine dair TCMB tarafından açıklanan ödemeler dengesi verileri üzerine dış ticaret ve cari işlemler dengesi arasındaki farkı açıklamak istedim. Türkiye'nin cari işlemler hesabı bu dönemde 4.4 milyar ABD doları açık verirken, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı ise 5.7 milyar ABD doları olarak kaydedildi.  Ödemeler Dengesi İstatistikleri, Şubat 2025 Peki bu iki önemli kavram arasında nasıl bir fark var? 📌 Cari İşlemler Hesabı Neleri Kapsar? Cari işlemler hesabı, bir ülkenin dış dünya ile yaptığı ekonomik işlemlerin en önemli kalemlerinden biridir. Dört temel unsurdan oluşur: Mal Ticareti (ihracat ve ithalat) Hizmetler Dengesi (turizm, taşımacılık, sigorta vb.) Birincil Gelir Dengesi (yatırım gelirleri, işçi dövizleri, kâr transferleri) İkincil Gelir Dengesi (hibe, bağış, yardım ve transferler) Bu dört kalemden elde edilen gelir ve gider farkları toplamı,...