Ana içeriğe atla

Son Bir Yılda Enflasyonda Ne Değişti?



Hafta başında 2019 yılı Ocak ayı enflasyonu açıklandı. Tek haneli rakamlardan epey uzakta bir enflasyon oranı ile karşı karşıyaydık. Çok fazla rakamsal bilgiye boğmadan yazıda yalnızca bir önceki yılın aynı ayına göre verilen rakamlar üzerinden gideyim istiyorum. Ocak ayı enflasyonu geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 20,35 oranında artış göstermiş. Gündemde çok yer almasa da müthiş yüksek bir rakam aslında. Düşünsenize yıllık maaş zammını ortalama yüzde 10 üzerinden alan biri, artan bu enflasyon oranı karşısında ne yapsın? 
Bu artışta herkesin özellikle son günlerde yakından şahit olduğu gıda fiyatları başı çekiyor. Aslında uzun zamandır bu böyle ancak soğandı, patlıcandı, biberdi derken herkesin hafızasında çokça yer edindi gıda fiyatlarındaki artış. Ocak ayında fiyatların en çok düştüğü grup ise giyim ve ayakkabı olmuş. Herkes gıdaya bütçe ayırınca giyimde yapılan indirimler işe yaramış mı ayrıca bakmak lazım. Önümüzdeki çeyrek büyüme rakamı açıklandığında giyimdeki fiyat düşüşlerinin tüketiciye olumlu yansımadığını da görmüş olacağız.
Grafikte de açıkça görüleceği üzere 2019 yılı Ocak ayı enflasyonu bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 97’lik bir artışla yüzde 20,35 olarak açıklandı. Soğan, patlıcan, biberin etkisi işte burada daha açık bir şekilde görülüyor.

   Grafik 1.  Bir Önceki Yılın Aynı Ayına Göre Ocak Ayı Enflasyon Oranları (2005-2019)






Enflasyon ile Seçim Arasında Bir Bağ Yok

2018-2019 yılları arasındaki yükseliş hariç genel itibari ile dalgalı bir seyir izlemiş Ocak ayı enflasyonu. Nerdeyse her yıl girdiğimiz seçimlerle bir ilgisi olabilir mi diye baktım ancak herhangi negatif ya da pozitif bir ilişki bulamadım. Mesela 2007 ve 2011 yıllarının ikisinde de seçim olmasına rağmen ilkinde Ocak ayı enflasyonu bir önceki yıla göre yüksek çıkarken 2011 yılındaki Ocak ayı enflasyonunda ise bir önceki yıla göre baya düşüş yaşandığı görülüyor. Evet önümüzde bir seçim daha var ve geçen yıllarda olduğu gibi burada da açıklanan enflasyonun sebebini seçim olarak göremeyiz. Yaşanan bu artışın en büyük nedeni ekonomideki malum gidişat.  
Peki, bu fiyatlar canı sıkıldı diye artmadı değil mi? Sebepten çok çözümüne odaklanmalıyız. Her şeyi mevsiminde tüketebilseydik olay buralara kadar gelmeyecekti belki de J  










                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                      

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aradan Geçen 3 Yılda Neler Yaşadım?

Merhabalar herkese, Uzun bir aradan sonra yeniden sizlerleyim. Burada olmayı özledim mi bilmiyorum ancak konuşmaktan çok yazmayı sevdiğimi fark ettim. Bildiğiniz üzere bir Youtube kanalı açtım. Gecikmiş bir karardı aslında daha öncesinde açmalıydım. Sonunda açıp ilk yayınlarımı da paylaştım. Ama itiraf etmeliyim ki şu an bu satırları yazarken aldığım keyif çok başka.  Kaynak: Resim, içeriğe uygun olarak ChatGPT tarafından üretildi.  En son 2022 yılının Haziran ayında burada paylaşım yapmışım. Neredeyse 3 yıl sonra bir anda bu blog sayfamın linkini görüp tıkladım ve hiç düşünmeden bu satırları yazmaya başladım. Bu süreçte aile şirketinde çalıştım. Özel sektör olduğu için miydi, Merter'in kalabalığı mıydı yoksa tekstil sektöründe olmamam gerektiği miydi bilmiyorum ama bu işin bana göre olmadığına kesin karar verip ayrıldım. O süreçte Kadir Has Üniversitesi'nde Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma bölümünde ikinci yüksek lisansıma başladım. Tezimi de yazdım hatta bir kez savunmaya d...

2024: Türkiye ve Dünya Enerji Sektörüne Genel Bakış

2024 yılı hem fosil hem de yenilenebilir enerji kaynaklarının yılı oldu.  Türkiye’de Hem Fosil Hem de Yenilenebilir Kaynak Üretimi Hızla Yükseliyor! Türkiye, enerji üretiminde yalnızca yenilenebilirde değil, hidrokarbonlarda da yatırımlara hız verdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Şırnak Gabar'da günlük petrol üretiminin 61 bin varile çıktığını açıkladı. Karadeniz’deki Sakarya Gaz Sahası’ndan da günlük doğalgaz üretimi devam ediyor.  Bakü'de düzenlenen COP29’da ise Türkiye, açıkladığı enerji dönüşüm hedeflerine göre; - 2035 yılına kadar güneş ve rüzgâr enerjisinde kurulu gücünü 120 bin megavata (mevcut durum 30 bin MW) çıkarma, - Bu kurulum için 80 milyar dolar yatırım yapma,  - Enerji verimliliğinin artırılarak 2030’a kadar yüzde 16 oranında tasarruf sağlama. Öte yandan bakanlık tarafından açıklanan Yenilenebilir Enerji 2035 Yol Haritası doğrultusunda, enerji yatırım süreçlerinde bürokratik engellerin azalacağı (izin süreçlerinin 48 aydan 24 a...

Cari İşlemler Hesabı Açıklandı!

Peki Cari İşlemler Hesabı ile Dış Ticaret Açığı Arasındaki Fark Nedir? Şubat 2025'te Türkiye ekonomisine dair TCMB tarafından açıklanan ödemeler dengesi verileri üzerine dış ticaret ve cari işlemler dengesi arasındaki farkı açıklamak istedim. Türkiye'nin cari işlemler hesabı bu dönemde 4.4 milyar ABD doları açık verirken, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı ise 5.7 milyar ABD doları olarak kaydedildi.  Ödemeler Dengesi İstatistikleri, Şubat 2025 Peki bu iki önemli kavram arasında nasıl bir fark var? 📌 Cari İşlemler Hesabı Neleri Kapsar? Cari işlemler hesabı, bir ülkenin dış dünya ile yaptığı ekonomik işlemlerin en önemli kalemlerinden biridir. Dört temel unsurdan oluşur: Mal Ticareti (ihracat ve ithalat) Hizmetler Dengesi (turizm, taşımacılık, sigorta vb.) Birincil Gelir Dengesi (yatırım gelirleri, işçi dövizleri, kâr transferleri) İkincil Gelir Dengesi (hibe, bağış, yardım ve transferler) Bu dört kalemden elde edilen gelir ve gider farkları toplamı,...